eSIM konusunda bugün ilginç bir gelişme yaşandı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 10 Temmuz 2025’te aldığı sessiz sedasız bir kararla, Türkiye’den yurt dışına açılan en ekonomik ve pratik internet kapılarından bazılarını tek tek kapattı. Airalo, Holafly ve Saily gibi popüler uluslararası eSIM sağlayıcılarının fişi çekilirken, bu hamle basit bir erişim engelinden çok daha fazlasını ifade ediyor: Türkiye’nin küresel dijital dolaşım özgürlüğüne karşı ördüğü yeni bir duvar.
eSIM teknolojisi, aslında bir devrimin adıydı. Yurt dışına çıkan bir vatandaşın, fahiş roaming ücretleri talep eden yerli operatörlere mahkum olmadan, gideceği ülkede dakikalar içinde internete bağlanabilmesini sağlayan sihirli bir anahtardı. Pasaport kontrolünden geçer geçmez aktif edilen uygun fiyatlı bir data paketi, haritalara bakmaktan acil bir mesaja cevap vermeye kadar tüm stresi ortadan kaldırıyordu.
Ancak BTK’nın bu kararı, teknolojinin kendisine değil, vatandaşın alternatif ve daha ucuz olanı seçme özgürlüğüne bir darbe vurdu. Engellenen platformlar (Saily, Airalo, Holafly, Nomad ve diğerleri), küresel bir pazar yeriydi ve bu pazarda rekabet, fiyatları tüketici lehine aşağı çekiyordu. Şimdi ise oyunun kuralları yeniden yazıldı ve oyun sahası, sadece yerli operatörlerin kalacağı şekilde daraltıldı.
Karar, dijital haklar savunucularını da ayağa kaldırdı. İfade Özgürlüğü Derneği’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, durumu net bir dille özetliyor: “Engellemedikleri bir eSIM sağlayıcıları kalmıştı herhalde. Yurt dışına gidenleri ‘bizimkilere’ muhtaç etme girişimi. Aman alternatif ve daha ucuz servisleri kullanmayalım.”
Akdeniz’in bu sözleri, engellemenin ardındaki örtülü niyeti de deşifre ediyor. Bu, teknik bir düzenlemeden ziyade, pazarın yerli oyuncular lehine korunması ve rekabetin ortadan kaldırılmasına yönelik stratejik bir hamle olarak okunuyor. Vatandaşın cebinden çıkacak yüzlerce liralık ek roaming maliyeti, yerli operatörlerin kasasına doğrudan bir gelir olarak yansıyacak.
Bu engelleme, Türkiye’nin dijital dünyadaki konumu hakkında da ciddi soruları beraberinde getiriyor. Dünya, sınırları ortadan kaldıran dijital çözümlere yelken açarken, Türkiye’nin kendi vatandaşlarının küresel ve ekonomik çözümlere erişimini kısıtlaması, bir tür “dijital izolasyon” politikası olarak yorumlanabilir.
Yurt dışına seyahat edenler için artık iki seçenek var: Ya yerli operatörlerin sunduğu pahalı paketlere boyun eğmek ya da modern dünyanın vazgeçilmezi olan internet bağlantısından feragat ederek “dijital detoks” yapmak. Ancak bu, bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunda adını özgürlük koymak mümkün değil. Türkiye’nin bu dijital demir perdeyi ne kadar daha kapalı tutacağı ise merak konusu.